2 Mayıs 2014 Cuma


                                               Böyle Konuşmamıştık..

Fedakârlık, bütün güzel şeylerin temelidir. Fedakârlık ile ahmaklık bir tutulmaya başlanmışsa, o güzel hatır dahil, birçok şey yıkılır, bir daha da onarılamaz.Bir de mesuliyet bahsi var. Biliyoruz ki, mesuliyet duygusu olmayanın hem mahcubiyet, hem de mensubiyet duygusu olmaz. Çünkü mesuliyet, 'imana dayanan bir duygudur.'Mesuliyet hissiyle yaptığınız her fedakârlık, maalesef, sizi daha üzgün bir insan haline getiriyor. Nihayetinde, kararları, Berat Demirci'nin o eşsiz ifadesiyle söylersek; 'sıkışınca özgürlükçü, acıkınca toplumcu, zenginleşince serbest piyasacı, kendini gizlemesi gerekince millici' olanlar veriyor.
Çiğnenmiş bir vasiyet gibi üzgünken, 'şu saatten sonra ancak bir dilsizin sözüne itimat edebilirim' diye not ettiğimi hatırlıyorum. Fakat insanız ve itimat hususu, ihtiyaç listemizin en başında duruyor.Öte yandan, gayesi yarına kalmak değil de bugün bir şey almak olanlardan anlayış bekliyorsunuz. Sizi bir tenhaya çekiyor ve 'suya sabuna dokunma' diye nasihat ediyorlar. Sormak istiyor, fakat soramıyoruz: Suya sabuna dokunmazsak, nasıl temiz kalabiliriz.Onca insanın hayatıyla oynayıp da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edenlere bir bakın. Yüzlerinde herhangi bir mahcubiyet ifadesi görebiliyor musunuz?'Dünyalık karşısında değişmelerine rağmen, hâlâ dünyayı değiştirme iddiası içindeler' ve gerçekten de acınacak haldeler.
Cahit Okurer, kırk sene evvel, 'içinde ahlaki bir nizam tesis edemeyen insanda samimiyet aramak beyhudedir' demiş. Böyleyseniz eğer, bir hafta önce kara dediğinize bugün ak diyebiliyorsunuz.
Bu arada, olan, fedakâr insanlara, dava delisi Kerimlere, mesuliyet gömleği giymiş kolsuz mücahitlere oluyor. Yani, 'çalışmışsam o gün, dürüst ve islâm kalmışsam' diyenlere.
***
İbrahim Tenekeci

1 yorum:

  1. Açılışının, güzel bir insanın güzel seçimiyle gerçekleştiği blogunun faziletli olmasını arzu ederim Can'ım, Cano'm ♥

    YanıtlaSil